SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 736 >>

DEVAM: 115-116- Namaza Başlama (İftitah)

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جُحَادَةَ عَنْ عَبْدِ الْجَبَّارِ بْنِ وَائِلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي هَذَا الْحَدِيثِ قَالَ فَلَمَّا سَجَدَ وَقَعَتَا رُكْبَتَاهُ إِلَى الْأَرْضِ قَبْلَ أَنْ تَقَعَ كَفَّاهُ قَالَ فَلَمَّا سَجَدَ وَضَعَ جَبْهَتَهُ بَيْنَ كَفَّيْهِ وَجَافَى عَنْ إِبِطَيْهِ قَالَ حَجَّاجٌ وَقَالَ هَمَّامٌ و حَدَّثَنَا شَقِيقٌ حَدَّثَنِي عَاصِمُ بْنُ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمِثْلِ هَذَا وَفِي حَدِيثِ أَحَدِهِمَا وَأَكْبَرُ عِلْمِي أَنَّهُ حَدِيثُ مُحَمَّدِ بْنِ جُحَادَةَ وَإِذَا نَهَضَ نَهَضَ عَلَى رُكْبَتَيْهِ وَاعْتَمَدَ عَلَى فَخِذِهِ

 

Bu hadis Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den (bir de) Abdu'l-Cebbar b. Vail'in babası tarafından (rivayet edilmiştir. Vail b. Hucr) dedi ki: (Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) secdeye gittiği zaman elleri inmeden önce dizleri yere inerdi. Secdeye vardığı zaman ise alnını elleri arasına koyardı ve (pazularını) karnından uzak tutardı.

 

Haccac (b. Minhal) dedi ki: Hemmam dedi ki: Şakik bize anlattır Bu hadisin bir benzeri de (yine) Hz. Nebi'den Asim b. Küleyb'in babası tarafından rivayet edilmiştir. (Ravi Haccac dedi ki:) Bu iki hadisin birinde kanaatimce Muhammed b. Cuhade'nin (rivayet ettiği) hadiste (şu cümle bulunmaktadır. "Secdeden kıyama) kalkmak istediği zaman dizleri üzerinde ve (elleriyle) uyluklarına dayanarak kalkardı."

 

 

Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Vail b. Hucr'un rivayetinde Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in secdeye vardığı zaman, alnını iki ellerinin arasına koyduğu ifade edilmektedir. Halbuki (734) no'lu hadis-i şerifte ellerini omuzu hizasına koy­duğu ifade edilmişti. Her ne kadar görünüşte bu iki rivayet birbirinden farklı gibiyse de, aslında aralarında her hangi bir tearuz yoktur. Çünkü bu iki ri­vayet birlikte değerlendirildikleri zaman, Resul-i Zişan'ın secde ederken bazan yüzünü elleri arasına koyduğu bazan da ellerini omuzları hizasına koyarak secde ettiği anlaşılır. Bu farklı uygulama, duruma göre iki şekilde de secde yapılabileceğini ifade eder.

 

Bu hadis, Haccac'dan gelen şekli ile zayıftır. Hadisi Resul-i Ekrem'den rivayet ettiği söylenen Küleyb, içlerinde Buharî'nin de bulunduğu bir Ulema grubuna göre tabiîdir. Buna göre Küleyb'in bu hadisi Resul-i Ekrem'den değil de, bir sahabiden duymuş olması gerekir. Bilindiği gibi böyle sahibinin atla­narak Resul-i Ekrem'den işitilmiş gibi nakl edilen hadislere "mürsel hadis" denir.

 

Bu hadislerden anlaşılıyor ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.) secdeye varmak iste­diği zaman yere önce dizlerini, sonra ellerini ve yüzünü koyar, kalkarken de bunun aksini yapardı. Önce yüzünü, sonra ellerini ve daha sonra da diz­lerini kaldırırdı. Her ne kadar İmam Malik ile İmam Evzaî önce ellerin, son­ra da dizlerin yere konacağını söylemişlerse de, cumhura göre İmam Malik'le Evzaî'nin bu görüşleriyle ilgili uygulama sonradan neshedilmiştir.[Koçkuzu, A. Osman, Hadiste Nasih-Mensuh, s.215 - 216]

 

Kıyama kalkarken de ellerini uylukları üzerine koyar yere tutunmaktan sakmırdı. Diz­leri üzerinde ayağa kalkardı. Nitekim merhum Ö. Nasuhî Bilmen Efendi de bu mevzuda şunları yazmıştır: "Secdeye varılırken evvela dizleri, sonra elle­ri, sonra yüzü yere koymak secdeden kalkarken de ibtida yüzü, sonra da diz­lerin üzerine koyarak elleri yerden kaldırmak sünnettir. Meğer ki buna kudret bulunmasın, o halde el ile yere dayanarak kalkmak caiz olur."[Bilmen, Ö. Nasuhi, Büyük İslam İlmihali, s.136]